Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü Bir uçtan bir uca gezdim şu fâni Dünya'yı Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini hiç farkı yok hepsi aynı Sonunda ben de anladım hanyayı Konya'yı Sanki insanlık pazara çıkmış, ekmek aslanın ağzında "Bir sıcak çorba içer misin?" diyen yok Dört duvarı ören çatısını kapatıp içten kilitlemiş kapıyı "Bir döşek de sana serelim, buyur." diyen yok Tek bir soru: "Hemşerim memleket nire?" Bu Dünya benim memleket Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire? Bu Dünya benim memleket (Tövbe, tövbe, tövbe) Kardeşlik ve eşitlik üzerine uzun uzun nutuklar çekip "Niye senin derin benden daha koyu?" diyen çok Kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken "Kalan dul ve yetim ne yer, ne içer?" diye soran yok Barış garibim bulamadı çözümü, oturdu, etti bunca sözü "Gelin, hepberaber anlaşalım." diyen yok Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olmuş Dünyamız Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok Tek bir soru: "Hemşerim memleket nire?" Bu Dünya benim memleket Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire? Hayır dedim ya Bu Dünya benim memleket (Tövbe, tövbe, tövbe) Hemşerim memleket nire? Bu Dünya benim memleket Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire? Hayır dedim ya Bu Dünya benim memleket Hemşerim memleket nire? Dedim ya yahu Bu Dünya benim memleket Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire? Hayır dedim ya Bu Dünya benim memleket Hemşerim memleket nire? Bu Dünya benim memleket Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire? Dedim ya yahu Bu Dünya benim memleket